Temmuz.

Ne vakit güneş niyeti bozup,
Doğmak istese bir rutubetli evin penceresine,
Bulutlar çelme takıp güneşe,
yağmurlar yağdırdı.
O yağmurlar da ben üşüdüm,
biz üşüdük,
Temmuz üşüdü.
Temmuz’da alacak bayramdan nasibini
Ne vakit bayram güneşi niyeti bozup,
Doğmak istese bir garibin penceresine,
Sabırsızlanan Ağustos çelme taktı güneşe.
Yağmurlar yağdırdı bir bayram sabahı.
O yağmurlar da ben üşüdüm,
biz üşüdük.
Temmuz üşüdü.
Arefe akşamında,
Bir garibin sofrasında yer almak istese sıcak pide,
Yavan ekmek kıskançlık etti.
Bir lokma ekmekte katık oldu kara zeytin.
O sofrada bir anne ağlıyordu.
Öyle ağlıyordu ki;
Gözyaşlarından
Ben üşüdüm,
biz üşüdük ,
Temmuz üşüdü.
Bayramlıklar olmalıydı,
Çocukların baş uçlarında.
Ah bu yoksulluk !
Başa bela.
Sessiz feryatlar göğü delmiş olmalı,
Bulutlar da ağladı bir bayram sabahı.
Öyle ağladı ki;
Gözyaşlarından
Ben üşüdüm,
biz üşüdük,
bayramlar üşüdü,
Temmuz üşüdü.
Temmuz’da alacak bayramdan nasibini.
Bir tarafta ölen çocuklar,
Bir tarafta çocuk mezarlarıyla dolu topraklar.
Her şeye rağmen,
yaşanmaya gebe bayramlar.
Bu bayramda ağlayacak evladını özleyen analar.
Öyle ağlayacak ki;
Bayramlar üşüyecek
Temmuz üşüyecek.