Ah ! şu dilin kemiği olsa, dudakların fermuarı. Hani söylenmemesi gerektiğinde sözün, kemiği bükse dilini, fermuar kapatsa dudaklarını. Daha az üzer, üzülürdük o zaman. Hele ki bu fermuar kalp kırmaktan çekinmeyenlerin, kötülükleri dilinden oburca dökülenlerin, umut ve duygu hırsızlarının dudaklarına takılsa ,ne güzel olurdu.
Söz bu. Öyle kolay çıkarda ağızdan, kolay tutulmaz. Kolay geçmez yürekte açtığı yara.
Söz bu. Havalarda uçurur bazen , ayağını yerden keser.Söz bu. Adam sanırsın karşındakini.
Söz bu. Şiir olur,şakı olur. Söz bu. Ecel olur.
Söz bu.İki dudak arsında çıkmaya görsün;Kader olur,keder olur.Söz bu.Yalan olur.
Ağzından çıkan söz özündür aslında. Sanki ucuzladı son zamanlarda sözler.’’Seni seviyorumlar ,biz dostuzlar,ben yanındayım lar,bekle geliyorumlar!’’Daha ne sayayım ?Hava da uçuşmakta.
Sözü söyleyen,gözünü saklayamıyor ve bunu da unutuyor ya ,o zaman benim söyleyecek sözüm kalmıyor.Kendimize verdiğimiz sözleri tutabilseydik eğer,başaklarına verdiğimiz sözleri tutmamız daha kolay olurdu.Pazardan domates seçerken iyilerini ayırdığımız gibi,sözlerimizi de sarf ederken iyilerini ayırabilseydik,kırmamış,kırılmamış,üzmemiş,üzülmemiş,umutları çalıp,hayallere tecavüz etmemiş olurduk.
O kapıyı, pencereyi gördüm aklıma yine gittikleri gün geldi.
Parmaklıklarına yapışıp, ağladığım pencerenin önüne gittim.
Bir ara; ”çalsam kapıyı, girsem içeri döner miyim çocukluğuma, çıkar mı karşıma çocukluk aşkım”?Diye düşündüm.
Evde kimse yoktu.
Işıklar sönük .
Eğer o evde birileri olsaydı bu akşam, çalıp kapıyı ”iyi bayramlar. Ben bu mahallenin eskisiyim, çocukluğumu ve çocukluğuma ait masum sevgimi özledim . Beş dakika evinizin havasını soluyabilir miyim?”Diyecektim.
Kim bilir çocukluğumu ve sevdamı içime çekerdim ölürken vereceğim son nefeste vermek üzere.
Oturdum kapının önüne.
Gülüyorum öyle saçma salak.
Gülme, ağlama karmakarışık.
Bir sigara yaktım, çektim derin derin.
Ciğerlerimi boğarcasına çektim içime.
Kolay değil!
Özlediğim çocukluğumuz, masum sevmelerimiz, kör ebelerimiz, saklambaçlarımız, diz yaralarımız, bir bir geçti gözlerim önünden.
Ha!
Bir de mahalleden gidişleri bir kez daha geçti gözümün önünden.
Dolan gözlerim akmaya başladı yağmur gibi.
Kolay değil çocukluğumu özledim.
Birden merdivenlere ilişti gözüm o merdivenlerde şarkı söylerdi.
Sesi hala kulağımda.
Gülüşü geldi gözümün önüne.
Güzel gülerdi.
Sonra; yorgun kalktım o kapının önünden.
Vedanın yorgunluğuydu.
Ben bir kez daha vedalaşmıştım çocukluğumla.
Umarım bu yazdıklarımı okursun en masum yıllarımın, en masum sevgisi.
Mahallemize uğradım bugün ”selamı var çocukluğumuzun,üzerimde kalmasın”
Bilmiyorum sen de özlüyor musun?
Ama Çocukluğumuz, sokaklar, evlerimizin bahçeleri, meyve ağaçlarının dalları ve bir sürü şey onlarda bizi özlemiş
Gözlerimizden öpüyor çocukluğumuz.
”Bir türkü yollasın rüzgardan biz de onu özledik” dediler.
Söz
SÖZ…
Ah ! şu dilin kemiği olsa, dudakların fermuarı. Hani söylenmemesi gerektiğinde sözün, kemiği bükse dilini, fermuar kapatsa dudaklarını. Daha az üzer, üzülürdük o zaman. Hele ki bu fermuar kalp kırmaktan çekinmeyenlerin, kötülükleri dilinden oburca dökülenlerin, umut ve duygu hırsızlarının dudaklarına takılsa ,ne güzel olurdu.
Söz bu. Öyle kolay çıkarda ağızdan, kolay tutulmaz. Kolay geçmez yürekte açtığı yara.
Söz bu. Havalarda uçurur bazen , ayağını yerden keser.Söz bu. Adam sanırsın karşındakini.
Söz bu. Şiir olur,şakı olur. Söz bu. Ecel olur.
Söz bu.İki dudak arsında çıkmaya görsün;Kader olur,keder olur.Söz bu.Yalan olur.
Ağzından çıkan söz özündür aslında. Sanki ucuzladı son zamanlarda sözler.’’Seni seviyorumlar ,biz dostuzlar,ben yanındayım lar,bekle geliyorumlar!’’Daha ne sayayım ?Hava da uçuşmakta.
Sözü söyleyen,gözünü saklayamıyor ve bunu da unutuyor ya ,o zaman benim söyleyecek sözüm kalmıyor.Kendimize verdiğimiz sözleri tutabilseydik eğer,başaklarına verdiğimiz sözleri tutmamız daha kolay olurdu.Pazardan domates seçerken iyilerini ayırdığımız gibi,sözlerimizi de sarf ederken iyilerini ayırabilseydik,kırmamış,kırılmamış,üzmemiş,üzülmemiş,umutları çalıp,hayallere tecavüz etmemiş olurduk.
Söz bu. Ağızdan çıktığı gibi dik duramıyor bazen.
Cemile Savaş
Avucunu Yalarsın 2016.
Yoksa bunlar dünya da var sanıyorsan avucunu yalarsın!
Selamı Var Çocukluğumuzun, Üzerimde Kalmasın.
Oturdum kapının önüne.
Selamı var çocukluğumuzun, üzerimde kalmasın…,