Girdi yapan cemile savas

Avucunu Yalarsın 2016.

Ne ölecek çocuğumuz, ne akacak kanımız, ne ağlayacak anamız, ne çalınacak hakkımız, ne peşkeş çekilecek toprağımız kaldı. Sen gelenek dek hepsini aldılar bizden. Barış pankartlarında ölüler taşındı, kardeşlerine kitap, oyuncak toplamak adına bir araya gelen çocuklarımız öldü. Bombalar patladı umutlar söndü. Acının, yokluğun dibini gördük. Tecavüz, hırsızlık, yalan dolan taştı taştı… Kötüye, haksızlığa, karanlığa dair […]

Selamı Var Çocukluğumuzun, Üzerimde Kalmasın.

Bahanesi oldu bayram, çocukluğumun geçtiği mahallenin kokusunu duymak için. Sevmesem de bayramları, bayram bu yol gözlüyor sevdiklerin. Ben de adet üzere aldım çocuklarımı yanıma, öyle habersiz, öyle çat kapı ağabeyime gittim. Ağabeyim, hala doğup, büyüdüğümüz mahallede oturuyor. Mahalleye girdik, çocuklar endişe içinde ”ya dayım evde yoksa, çalacak başka kapı var mı ?” Diye sordular. ”Bu […]

Kırk Tilki.

Uyku firar etmişken yine, annemle az sayıda geçirdiğim çocukluğumdaki zoraki öğle uykuları geldi aklıma. Annem hep büyüyeceğimizden ümitli,’’çocuğun gıdası uyku ‘’diyerek zoraki yatırırdı bizi öğlenleri. Büyümemiz için oldukça aceleciydi bence. Ne olurdu sanki çocuk kalabilseydik. Zaten çok sürmedi prenses dönemlerim. Sırtımıza yük öğle uykularına doymadan yüklendi. Zaten fiziksel olarak çok ta büyüdüğüm söylenemez. Annem boy […]

Bir Avuç Tebessüm.

Şunun şurası 365 gün ömrün var. Bizlerse ; 30-40 50 -60 yılda yaşayamadıklarımızı senden bekleyecek ,sana yükleyecek kadar umutlu muyuz ? Yoksa deli mi? Bilemedim şimdi. Ya da ne çok acılardan geçtik ki anla halimizi. Ne çok hayal kırıklıkları, ne mutsuzluklar, ne kayıplar. Ya ne olur 365 günlük huzur versen kurtarmaz mı ki? ‘’Kurtarır, kurtarır. […]

Yağmur Yağdı Buralara.

Mesafe :Uzaklık. Bazen, yanı başında yakınında olsa da uçurumlar vardır arada. Mesafen o kadar uzak. Ve bazen kilometreler vardır arada ama sana şah damarın kadar yakındır. Elin yüreğine değdikçe, hissettiklerin arasındadır. Hal böyle olunca; uzak uzak olmaktan çıkar. Kim yakın, kim uzak anlamaya çalıştıkça depremler olur beyninde. Artçı şokların yılmadığı, yılmadıkça uğradığın kayıplar. Kaçınız hatırlarsınız […]

Boş Koridorlar.

Tren yolculuklarına benziyor yaşamak. Ayrı vagonlarda, ayrı ayrı yüzlerin, aynı yola doğru yetişme arzusu. Aynı ağaçların dallarının çarptığı camlardan, sisli, puslu, bazen güneşli önünden geçenleri izlemek gibi. Varılan yer aynı olsa da, ayrı dünyalardan gelmiş gibi karşılanmak. Aynı camların ardından, ayrı ayrı hayalleri kurmak gibi. Tren yolculuklarına benziyor yaşamak. Trenin koridorlarından geçen hayatların ayak izlerini […]

Mektubun Var Çocuk.

Soğuk duvarların dibinden, parmaklıklar arasından yazılmış mektubun var çocuk! Sağ olsun postacı geciktirmedi babadan oğla yazılmış mektubu. E kör talih! Bu bayram mektubunu değil de babasını getirseydin ya çocuğun. Mektubun var çocuk! Hasretin, özlemin, satırlarda yer aldığı, mürekkeple değil, göz yaşı ile yazılmış mektubun var. Mahkum babandan, zarfın üzerinde görülmüştür damgalı mektubun var çocuk. Tıpkı […]

Çocuktuk Bir Vakit.

Kar da yağmadı ki şehrime. Yağarsa korkarım mevsimi değil. Her kar düştüğünde bu şehre, gözümün önünde tekrar tekrar canlanan hatıram, bugün arkadaşımın kurduğu bir cümle ile gözlerimin önüne geldi. Eylül! sen  de şaşırdın. Bak bana neleri hatırlattın. Uzun zamandır yazayım mı ?yazmayayım mı ? diye kararsızken, hep kar yağmasını bekledim.. Ama karlar gelmiyor bu şehre. […]

Onuru İle Ölmek.

”Son Samuray” filmini çoğunuz izlemişsinizdir. Ve beni etkileyen filmler arasındadır. Ben de iz bırakan bir filmdir. Savaşçı bir ruh vardır o filmde. İnanç vardır. Kazanma tutkusu, kazanmak için çaba, kendini tanıma, adam satmamak vardır filmde. Bunlar değildi beni etkileyen yalnızca. Sesinin kulağımdan, fotoğrafın gözümün önünden gitmeyeceği son sahne. Savaş bitene dek çok can kaybı olmuş […]

Bir Yusuf Tanıdım. “Yusuf’un Yüreği Gerek Bize”

Yazsam mı ? Yazmasam mı ? diye düşündüm. Ama bir Yusuf tanıdım ki o satırlarımda olmalıydı dedim kendime. Olmalıydı çünkü tükeniyordu insanlığın nesli. Ağladığında ‘’zavallı’’, güldüğünde ‘deli yahu! ‘’ denilecek hale gelmişken dünya, onur, gurur ve adalet yalnızca isimken artık Yusuf’ u yazmalıydı kalem. Bir Yusuf tanıdım. Henüz 8 yaşında. Dişlerini yeni döküyor, dilini vura […]