Selamı Var Çocukluğumuzun, Üzerimde Kalmasın.

Bahanesi oldu bayram, çocukluğumun geçtiği mahallenin kokusunu duymak için.
Sevmesem de bayramları, bayram bu yol gözlüyor sevdiklerin.
Ben de adet üzere aldım çocuklarımı yanıma, öyle habersiz, öyle çat kapı ağabeyime gittim.
Ağabeyim, hala doğup, büyüdüğümüz mahallede oturuyor.
Mahalleye girdik, çocuklar endişe içinde ”ya dayım evde yoksa, çalacak başka kapı var mı ?” Diye sordular.
”Bu mahallede her kapıyı çalarız” dememe kalmadı, balkondan, pencereden görenler  ”hoş geldin” diye seslendiler.
Bir çoğuyla sarıldık, öpüştük.
İçime çektim kokularını belki çocukluğumu duyarım diye.
Ayak üstü sohbet başladı.
Konuştuk ordan burdan.
Şimdi yerinde yeller esen, gecekondumuzun yerini alan apartmanın önüne geldik.
Ben heyecanla anlatmaya başladım:
”Bak oğlum Burada söğüt ağaçlarımız vardı.”
”Bak şu sağ taraf benim odamdı”
“Şu sol taraf bahçemizin duvarı”
”Tam burada beton set vardı, kapımız tahtadandı”
“Burda tam burda otururduk dayınla, bu setin üstünde” derken, gözüm karşı komşumuzun kapısına ilişti.
Ve ben heyecanla anlatmaya devam ediyorum.
Komşular pencere de, balkon da, beni dinliyorlar.
Özlediğim çocukluğumu anlattığım tek kişilik gösteri benimki.
Seyirci sağlam.
Bazen gülüyor, bazen gözleri doluyor.
Hakkını veriyorlar çocukluğumu anlattığım sahnelerin.
Neyse konuyu değiştirmeyelim.
Gözüm karşı komşunun kapısını ilişti.
Kiracıydı onlar.
Mahalleden benden önce gitmişlerdi.
O kapıyı, pencereyi gördüm aklıma yine gittikleri gün geldi.
Parmaklıklarına yapışıp, ağladığım pencerenin önüne gittim.
Bir ara; ”çalsam kapıyı, girsem içeri döner miyim çocukluğuma, çıkar mı karşıma çocukluk aşkım”? Diye düşündüm.
Evde kimse yoktu.
Işıklar sönük .
Eğer o evde birileri olsaydı bu akşam, çalıp kapıyı  ”iyi bayramlar. Ben bu mahallenin eskisiyim, çocukluğumu ve çocukluğuma ait masum sevgimi özledim . Beş dakika evinizin havasını soluyabilir miyim?” Diyecektim.
Kim bilir çocukluğumu ve sevdamı içime çekerdim ölürken vereceğim son nefeste vermek üzere.
Oturdum kapının önüne.
Gülüyorum öyle saçma salak.
Gülme, ağlama karmakarışık.
Bir sigara yaktım, çektim derin derin.
Ciğerlerimi boğarcasına çektim içime.
Kolay değil!
Özlediğim çocukluğumuz, masum sevmelerimiz, kör ebelerimiz, saklambaçlarımız, diz yaralarımız, bir bir geçti gözlerim önünden.
Ha!
Bir de mahalleden gidişleri bir kez daha geçti gözümün önünden.
Dolan gözlerim akmaya başladı yağmur gibi.
Kolay değil çocukluğumu özledim.
Birden merdivenlere ilişti gözüm o merdivenlerde şarkı söylerdi.
Sesi hala kulağımda.
Gülüşü geldi gözümün önüne.
Güzel gülerdi.
Sonra; yorgun kalktım o kapının önünden.
Vedanın yorgunluğuydu.
Ben bir kez daha vedalaşmıştım çocukluğumla.
Umarım bu yazdıklarımı okursun en masum yıllarımın, en masum sevgisi.
Mahallemize uğradım bugün ”selamı var çocukluğumuzun,üzerimde kalmasın”
Bilmiyorum sen de özlüyor musun?
Ama Çocukluğumuz, sokaklar, evlerimizin bahçeleri, meyve ağaçlarının dalları ve bir sürü şey onlarda bizi özlemiş
Gözlerimizden öpüyor çocukluğumuz.
”Bir türkü yollasın rüzgardan biz de onu özledik” dediler.

Selamı var çocukluğumuzun, üzerimde kalmasın…,

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir