Onuru İle Ölmek.
”Son Samuray” filmini çoğunuz izlemişsinizdir. Ve beni etkileyen filmler arasındadır.
Ben de iz bırakan bir filmdir. Savaşçı bir ruh vardır o filmde.
İnanç vardır. Kazanma tutkusu, kazanmak için çaba, kendini tanıma, adam satmamak vardır filmde.
Bunlar değildi beni etkileyen yalnızca.
Sesinin kulağımdan, fotoğrafın gözümün önünden gitmeyeceği son sahne.
Savaş bitene dek çok can kaybı olmuş ve savaşçı lider bu durumu onuruna yedirememiş ”Bırak ta onurumla öleyim” diyerek, kan revan içinde kılıcı karnına saplamaya dermanı yokken, kılıcı karnına saplama da yardımcı olması için adeta yalvarmıştır.
”Bırak onurumla öleyim!”
Yıllar önce izlemiştim ama hafızama kazınanlar bunlar.
Kaybetmenin de bazen kazanmak olduğunu, sana inananları, yürüdüğün yolda arkandan gelenleri yarı yolda bırakmamanın ne demek olduğunu, kaybederken kazanırken de onuru yitirmemenin ne demek olduğunu anlatan benim için çok özel bir filmdi.
İnandığımız ve yürüdüğümüz yolda, arkasına takıldığımız değerlerin, liderlerin manasız sidik yarışları, mağlubiyeti kabul etmeyişleri bizi başka bir uçuruma sürüklerken, bizim için değil, yalnızca kendileri için yarıştıklarını görürken, bu filmin aklıma gelmesini pek manidar bulanlar olacaktır.
Ancak; Bazen kaybettiğini kabul etmek kazançtır.
Kabul etmeli ki hataları görebilmeli, bakabilmeli aynada kendine.
Çekilebilmeli.
Kimseye onursuz demiyorum ne haddime ?
Harakiri de yapsın demiyorum.
Zaten harakiri Japon’lara mahsus.
Ama diyorum ki, onuru ile ölmek filmlere ait konu olmasın.
Ölmesin kimse ama ona inanların onurunu kaybetmesine de izin vermesin.
Kaybettiğini kabul etmediğin sürece asla kazanamazsın.
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!